Dekübit Bakımı

DEKÜBİT BAKIMI

Geriatri Yaşlı Bakım ve Tedavi Merkezinde Başhemşire Mine SİNEM tarafından hazırlanmıştır.

Uzun süre sırtüstü, yüzüstü veya yan yatma sonucunda oluşan yaralara bası yarası denir.

Genellikle Alzheimer, demans, Parkinson gibi kronik nörolojik hastalığa bağlı uzun süre yatağa bağımlı kalan hastalarda görülür. Hastaların %70’inden fazlası 70 yaşın üzerindedir. Yaşlı hasta bakımı oldukça zor ve dikkat gerektiren bir konudur.

Geriatri grubu hastalarda yukarıda söz edilen risk faktörleri dışında kronik gıda yetersizliğinden dolayı yatağa düşme, hareket edememe ve kanser gibi çökertici ve ağır hastalıklardan dolayı yatakta uzun süre kalma durumlarıdır. Yoğun bakımda da bası yaraları oluşma olasılığı çok büyüktür.

Uzun süre yatmak sonucunda bası altında kalan dokuların damarlar tarafından beslenememesinden doku hasarları meydana gelir ve ciltte oluşan yara, kemiğe kadar genişleyip derinleşerek hastayı ve yakınlarını oldukça zor koşullarda yaşamaya zorlar.
Yatak yaraları, yatan hastalarda sıkça oluştuğu gibi basıya uğrayan her vücut bölgesinde oluşabilir.

BELİRTİ VE BULGULAR

  • Ciltte kızarıklık
  • Ödem, kabarcıklar ve soyulma
  • Kaslara kadar ilerleyen doku ölümü
  • Kemik hasarı, kemik veya eklem iltihabı, kan zehirlenmesi

KORUNMA VE ÖNLEMLER

  • Mümkünse düzenli olarak vücut hareket ettirilir.
  • Koruyucu olarak: Havalı yatak kullanılması ve kemik çıkıntı bölgelerine yastık konulması
  • Hastanın üzerine yatırıldığı çarşafların kırışık olmaması
  • Cildin dikkatle gözlenmesi, temiz ve kuru tutulması
  • Cilde günde birkaç kez alkol ile masaj yapılır
  • Talk pudrası ve koruyucu kremler
  • İleri dönemde ölü dokuların operasyonla alınması ve plastik ameliyatlar yapılması

DEKÜBİT ÜLSERLERİN KLİNİK SINIFLAMASI

  • Evre 1: Bası sahasında deride morarma, inflamasyon
  • Evre 2: Bası sahasında epidermise (cilt altına) ulaşan yüzeyel ülserasyon
  • Evre 3: Bası sahasında deri altı yağ dokusu, kas veya kemiğe kadar ilerleyen ülserasyon
  • Evre 4: Kemik, bursa, eklem veya vücut boşluklarına kadar ilerleyen derin ülser

Trakeostomi Bakımı ve Aspirasyon

Geriatri Yaşlı Bakım ve Tedavi Merkezinde Başhemşire Mine SİNEM tarafından hazırlanmıştır.

TRAKEOSTOMİ BAKIMI VE ASPİRASYON

Trakeotomi, solunum yetmezliği nedeniyle nefes almayı kolaylaştırmak için gırtlakta ya da nefes borusunda bir delik(trakeostomi) açılması ve içine bir boru(kanül) yerleştirilmesi işlemidir.

Trakeostomi bakımının bilinçli yapılması ve bölge hijyeninin korunması hasta sağlığı açısından son derece önemlidir. Trakeostomi açılan bölge açık yara olduğundan temiz tutulmalı, kızarıklık, akıntı, koku varlığı gibi etkenler değerlendirilmeli, gerekirse antiseptik solüsyonlar ve gazlı bez yardımıyla temizlenmelidir. Trakeostomi kanülü boyun bağı, gazlı bez ya da Trakeostomi bandı ile boyuna sabitlenmelidir. Kanülün balonu (cuff)  şişmesi ile solunum cihazının verdiği hava ağız ve burundan kaçmadan direk akciğerlere gitmelidir. Balon ayrıca yutma fonksiyonu olmayan hastada tükrük ve ağız içi salgıların akciğere kaçarak enfeksiyona yol açmasını engeller. Bu nedenle her gün baloncuğun şişkinliği kontrol edilmelidir.

Hastanın akciğerinde biriken balgamları temizlemek için aspiratör denilen özel bir vakum cihazı kullanılır, kanülün iç çapının yarısından daha ince sonda yardımı ile içinden ilerletilerek bronşlar ve akciğerler temizlenir. Bu işlem steril şartlarda olmalı ve en fazla 15 saniye sürmelidir. Hastanın balgam yoğunluğuna göre günde ortalama 4-8 kez balgamın temizlenmesine özen gösterilmelidir.

Trakeostomili hastaya oksijen vermek için t-tüp (easy breath) isimli parça kullanılır,. Bu parça ile hasta nemlendirilmiş oksijen desteği altında solur. Ortalama her gün temizlenir. Trakeostomi kanülünün ucuna ayrıca bir uzatma parçası bağlanır ve balgam ile kirlendiğinde hemen değiştirilmesi önerilir.

Solunum makinesi ile verilen hava nemli olmayacağından uzatma parçasının arkasına nem tutucu filtre konmalı ve kirlenirse hemen kirlenmez ise gün aşırı değiştirilmelidir. Solunum cihazını mikroplardan korumak için cihazla solunum devresi arasına antibakteriyel filtre yerleştirlip gün aşırı değiştirilmelidir. Trakeostomi kanülünü solunum cihazına bağlayan plastik hortumlar (ventilatör devresi) ise kirlenmedikleri sürece ayda bir kez değişmelidir. Kanül değişimi için ayda bir kez hastaneye başvurulması ve doktorlar tarafından değiştirilmesi önerilir. İç kanülü olan trakeostomi kanülleri ise 3 ayda bir değiştirilmelidir. İç kanül her gün çıkarılarak su ve sabunla temizlenip tekrar takılmalıdır. Solunum Cihazı bakımlarının üretici firmanın direktifleri doğrultusunda yapılması cihazın doğru kullanımı ve hasta sağlığı açısından çok önemlidir.

KANÜLÜN TEMİZLİĞİ VE PANSUMANI

Kanülün tıkalı olup olmadığı kontrol edilerek başlanan aspirasyon işlemi (aspirasyon sondasının rahat ilerleyip ilerlememesi bunun göstergesidir), tıkaç olduğu durumda kanül cuff’ının enjektörle havası çekilerek çıkarılması, dezenfektan bir solüsyon yardımıyla yıkanması ve su ile durulanarak temizlenmesi şeklinde devam eder.

Sonrasında kanül alanı batikonla temizlenir, kanül yerleştirilir ve cuff’ı şişirilir. Kanülle cilt arasına steril bir spanç konulması, ciltteki tahrişin önlenmesi için önemli olmakla birlikte son olarak kanül bağları kullanılarak tespit edilir.

Kanül çevresinin antiseptik solusyonla temizlenmesi

Kanülle cilt arasına steril bir spanç konularak plastik kısmın ciltteki tahrişini önlemesi ve son olarak kanul bağları kullanılarak tespit edilmesi

Vücut Sıvıları

Geriatri Yaşlı Bakım ve Tedavi Merkezinde Başhemşire Mine SİNEM tarafından hazırlanmıştır.

Vücut sıvılarının başında su gelmektedir. Sağlıklı, yetişkin bir bireyde vücut ağırlığının ortalama %60-70’ini toplam vücut suyu oluşturur. Toplam vücut suyu oranındaki değişiklikler yaş, cinsiyet ve vücuttaki yağ miktarına bağlıdır. Cinsiyetin toplam vücut suyuna etkisi ise kadınlarda adölesan döneminden itibaren, erkeklere göre yağ dokusunun miktarının nispeten daha fazla olmasından kaynaklanmaktadır.

Vücut ağırlığının %60(50-70) sudur:
Genç erişkin erkek………………………………………%60-+15
Genç erişkin kadın………………………………………%50+-15
Yaşlı erkek ………………………………………………….%52
Yaşlı kadın ………………………………………………….%47

VÜCUT İÇİNDE SUYUN GÖREVLERİ
•Hücre metabolizması için uygun ortam hazırlar.
•Maddelerin hücre içine ve hücre dışına taşınmasını sağlar.
•Hücre fonksiyonları için gerekli katı maddelere çözücü görevi yapar.
•Vücut ısısını düzenler.
•Vücut sıvılarının fiziksel ve kimyasal devamlılığını sağlar.
•Besinleri moleküllerine ayırır böylece sindirime yardım eder.
•Kan volümünü sağlar.
•Vücuttan artık maddelerin atılabilmesi için gerekli ortamı sağlar.
•Eklemlerin kayganlığını ve cildin esnekliğini sağlar.